بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ يَٰمُوسَىٰٓ إِمَّآ أَن تُلْقِىَ وَإِمَّآ أَن نَّكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَىٰ ٦٥

Dediler; «Ey Musa, (asaanı) ya sen at (ilkin), yahud önce atan kişiler biz olalım».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ بَلْ أَلْقُواْۖ فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِن سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَىٰ ٦٦

(Musa) dedi: «Hayır, siz atın». Bir de ne görsün: Onların ipleri ve değnekleri, sihirleri yüzünden, kendisine hakıykat koşuyormuş hayâlini verdi!

– Hasan Basri Çantay

فَأَوْجَسَ فِى نَفْسِهِۦ خِيفَةً مُّوسَىٰ ٦٧

Onun için Musa, içinde bir nevi' korku hissetdi.

– Hasan Basri Çantay

قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْأَعْلَىٰ ٦٨

Biz «Korkma, dedik, çünkü üstün (gelecek) muhakkak sensin, sen».

– Hasan Basri Çantay

وَأَلْقِ مَا فِى يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوٓاْۖ إِنَّمَا صَنَعُواْ كَيْدُ سَٰحِرٍۖ وَلَا يُفْلِحُ ٱلسَّاحِرُ حَيْثُ أَتَىٰ ٦٩

«Elindekini bırakıver. Bu, onların yapdıklarını yutar. Çünkü onların san'at diye ortaya atdıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise nerede olsa felah bulmaz».

– Hasan Basri Çantay

فَأُلْقِىَ ٱلسَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِرَبِّ هَٰرُونَ وَمُوسَىٰ ٧٠

Neticede sihirbazlar secdeye kapandı, «Harun ile Musânın Rabbine îman etdik» dediler.

– Hasan Basri Çantay

قَالَ ءَامَنتُمْ لَهُۥ قَبْلَ أَنْ ءَاذَنَ لَكُمْۖ إِنَّهُۥ لَكَبِيرُكُمُ ٱلَّذِى عَلَّمَكُمُ ٱلسِّحْرَۖ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَٰفٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِى جُذُوعِ ٱلنَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَآ أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَىٰ ٧١

(Fir'avn) dedi: «Ben size izin vermeden ona îman mı etdiniz? Şübhesiz ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de elbette sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sizi muhakkak hurma dallarına asacağım. Siz de hangimizin azâbı daha çetin ve sürekli olduğunu elbet bileceksiniz».

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ لَن نُّؤْثِرَكَ عَلَىٰ مَا جَآءَنَا مِنَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَٱلَّذِى فَطَرَنَاۖ فَٱقْضِ مَآ أَنتَ قَاضٍۖ إِنَّمَا تَقْضِى هَٰذِهِ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَآ ٧٢

(Sihirbazlar) dediler: «Seni bize gelen (şu) apaçık mucizelere, (hakıykatde ise) bizi yaratana kat'iyyen tercîh edemeyiz. Artık neye haakim isen hükmünü ver. Sen hükmünü ancak bu dünyâ hayaatında geçirebilirsin».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّآ ءَامَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَٰيَٰنَا وَمَآ أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ ٱلسِّحْرِۗ وَٱللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰٓ ٧٣

«Biz günâhlarımızı ve bizi zorladığın sihri yarlığaması için Rabbimize gerçek îman etdik. Allah (ın sevabı seninkinden) daha hayırlı, (azâbı da seninkinden) daha süreklidir».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ مَن يَأْتِ رَبَّهُۥ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُۥ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ٧٤

«Hakıykat şudur: Kim Rabbine suçlu olarak gelirse hiç şübhesiz ona cehennem var. O, orada ölmez de, dirilmez de».

– Hasan Basri Çantay

وَمَن يَأْتِهِۦ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَأُوْلَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلدَّرَجَٰتُ ٱلْعُلَىٰ ٧٥

«Kim de Ona îman etmiş, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunmuş olarak gelirse işte onlar, onlar için de en yüksek dereceler»,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu